SELÇUK METİN’DEN 1 MAYIS AÇIKLAMASI

1 Mayıs yaklaşıyor dünyayı nasırlı elleri ile yaratan işçi sınıfının uluslararası Birlik dayanışma ve mücadele günü kutlu olsun. Bu 1 Mayıs’ı zorlu günlerden geçerekten karşılıyoruz. Bir tarafta binlerce insanın ölümüne sebep olan dünyayı etkisi altına alan coronavirüs ile savaş verenler, diğer tarafta işini kaybeden dükkanını kapatmak zorunda kalan işsizliğe maruz kalmış milyonlarca emekçi işsizlik ve sefalet içinde mücadelesini sürdürmektedir..
Evde kalça ağrıları yapanlar şunu unutmamalıdır, ücretsiz izne itiraz eden işçiler işten çıkarılıyor, çalışma şartlarının çok ağır ve zor koşulların iyice zorlaştı. Bir dönemde emekçi kesimin taleplerini alanlarda getirdiği 1 Mayıs emek ve Dayanışma günü kutlanamıyor.
Oysaki 1 Mayıs’ın tarihsel anlamı 1800’lü yıllara dayanmaktadır. Bu yıllarda işçi sınıfının çalışma koşulları çok kötüydü, düşük ücret verilmesi işyeri güvenliğinin çok kötü olması örgütlenme grev hakkının ve sosyal hakların olmaması işgücü 13-14 saat olmasından dolayı 1856 yılında Avustralya’lı taş ve inşaat işçileri günde 8 saat çalışma talebi ile büyük bir miting düzenledi. Yürüyüşün yankıları o kadar etkiliydi ki, tüm dünyadaki işçiler çalışma koşullarının düzeltilmesi ve 8 saatlik iş süresi için alanlara indi..

Yine 1800 seksenli yıllarda Amerika’daki maden, sanayi ve inşaat işçilerinin çalışma koşullarının düzeltilmesi ve çalışma saatinin 12 saatten 8 saate inmesi için büyük kitlesel eylemler yapmak için sendikalaşmaya gitti. Tabii ki her zamanki gibi sermayedarlar hükümet gücünü arkasına alıp kolluk güçleri ile bu eylemlere müdahale etti. 1886 yılında chicago’daki eylemlerde polis ve göstericiler ile büyük mücadeleler oldu. 4 tane işçi katledildi, yüzlerce işçi yaralandı, yine 4 tane işçilerin önündeki işçi önderleri idam edildi. Bu idamlarla işçi eylemlerinin önüne geçilmek istendi. İdam edilen 4 tane işçi önderinin cenazesine 600.000 işçi katıldı. Amerika’daki bu olaylar tüm dünyadaki ülkelerde büyük kitlesel tepkilere neden oldu. Tüm dünya ülkelerin işçileri artık olup bitenleri yakından takip edip en ufak bir olayda örgütlenmekteydiler..

Tüm dünya işçileri 1889 yılında işçilerin uluslararası düzeyde demokratik ve sos taleplerini savunmak Birlik, kardeşlik ve dayanışma gerçekleştirme sermayeye karşı mücadelesini yükseltmek için ikinci enternasyonel yani uluslararası işçi Birliğini kurdular. Bu kuruluş 1 Mayıs’ı işçi sınıfının Birlik mücadele ve dayanışma günü olarak ilan etmiştir.
Ülkemizde 1 Mayıs ilk defa 1906’da İzmir’de kutlandı. Dönem dönem yasaklanmasına rağmen hala yemek sınıfının taleplerini alanlarda dile getirmesini devam etmektedir.
Günümüzde de emek sınıfına yönelik saldırılar devam etmekte düşük ücret çalışma koşulları güvencesiz çalışma sendikasızlaştırma, Bu bağlamda Sendikalara verilen tarihsel 1 Mayıs görevi işçi sınıfının sorunlarını çözüm yollarını alanlarda dile getirmesi istenmiştir..
Şu anda ülkemizde hem salgın hem de derin bir ekonomik kriz yaşanmaktadır. Bu haldeyken bile özelleştirme ve yoksul ulaştırma devam etmektedir. Kömür ocaklarımız yok gene özelleştiriliyor, özelleştirme değil, madenler santraller kamu eli ile işletilmeli kamu-özel kadrolu taşeron ayrımı yapmadan bütün işçiler sendikalı olmalıdır.
Ne kadar bu 1 Mayıs’ta alanlarda olamasak da taleplerimizi Her platformda haykırmaya devam edeceğiz. İşimize, aşımıza ve geleceğimize sahip çıkacağız. Bu bağlamda Türkiye’de ve Dünyada ki, emeği ile geçinen tüm işçi ve emekçi kesiminin 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Gününü kutlarım.