YÜKSEK FATURALARA DAVA AÇILDI

Son günlerde Türkiye’nin gündeminden düşmeyen elektrik zammı yargıya taşındı. Manisa Barosu vatandaşların yoğun şikayeti üzerine, zam kararının iptali için dava açtı. Şimdi bütün herkesin gözü, iptale ilişkin davadan gelecek güzel haberde.
Son dönemde elektrik faturalarındaki yükseliş ülkenin en önemli gündem maddesi haline geldi. Vatandaşlar, sadece bir önceki faturaya göre en az iki kat daha fazla elektrik faturasıyla karşı karşıya kalınca isyan bayrağını açtı. Birçok ilde, elektrik dağıtım şirketlerinin önünde eylemler düzenlenirken, Manisa’da konuyla ilgili en ciddi adımı Manisa Barosu attı. Elektrik zamları nedeniyle iptal davası açtıklarını ve yürütmeyi durdurmayı talep ettiklerini aktaran Manisa Barosu Başkanı Ümit Rona, “Manisa Barosu Başkanlığı olarak elektrik zamları nedeniyle iptal davası açtık. Davada yürütmeyi durdurma da talep ettik. Enerjinin insani yaşam koşulları dikkate alındığında makul ve ödenebilir olması insan haklarının da gereğidir. Gerek Anayasa’nın 10. Maddesinde, gerekse AİHS’nin 14. maddesinde güvence altına alınan eşitlik ilkesine ve sosyal devlet ilkesine açıkça aykırı şekilde, kademeli tarife ile birlikte yüzde 50- yüzde 125 oranlarında yapılan yüksek oranlı zammı içeren kurul kararlarının iptali gerekmektedir.” dedi.
Manisa Barosu, yüksek elektrik faturalarını yargıya taşıdı. Özellikle yeni yıldan itibaren fahiş oranlarda gelen faturalar vatandaşların belini bükerken, Manisa Barosu bu konuda önemli bir adım attı ve zamların iptali için dava açtı.
Manisa Barosu Başkanı Avukat Ümit Rona, konuya ilişkin bilgilendirme yaptı. Elektrik zamları nedeniyle iptal davası açtıklarını ve yürütmeyi durdurmayı talep ettiklerini aktaran Baro Başkanı Ümit Rona açıklamasında şu ifadelere yer verdi: “Manisa Barosu Başkanlığı olarak elektrik zamları nedeniyle iptal davası açtık. Davada yürütmeyi durdurma da talep ettik. 31/12/2021 tarih 31706 sayılı Resmi Gazete’de yayımlaman Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu’nun (EPDK) 10706, 10707, 10708 ve 10709 karar no’lu kurul kararları ile 01/01/2022 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere; Elektrik Üretim Anonim Şirketi (EÜAŞ) tarafından uygulanacak aktif elektrik enerji satış tarifesinde değişiklik yapılmış olup Anayasa’nın 10. maddesinde gerekse AİHS’nin 14. maddesinde güvence altına alınan eşitlik ilkesine ve sosyal devlet ilkesine açıkça aykırı şekilde, kademeli tarife ile birlikte yüzde 50 ile yüzde 125 oranlarında yapılan yüksek oranlı zammı içeren kurul kararlarının iptali gerekmektedir.”
KADEMELİ TARİFE ÇARE DEĞİL
Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu’nun 31 Aralık 2021 tarihli kararında, 1 Ocak 2022 tarihinden itibaren kademeli tarife uygulamasına başlandığını hatırlatan Rona, “Öncelikle belirlenen kademelerin şeffaf ve vatandaşın faydası gözetilerek düzenlenmesi gerekmekte olup yasal düzenleme de ‘…abone grupları için elektrik enerjisi tüketim miktarına göre farklı…’ kademe belirlemesi gereğini açıkça belirtmişken herhangi bir kriter koymaksızın bilimsel veriler göz ardı edilerek alelade bir düzenlemeye gidilmiştir. 7346 Sayılı Kanun’un 31. maddesinde ifade edilen ‘6446 sayılı Kanunun 17’nci maddesinin dördüncü fıkrasının üçüncü cümlesine ‘abone grupları’ ibaresinden sonra gelmek üzere ‘bu abone grupları için elektrik enerjisi tüketim miktarına göre farklı’ ibaresi eklenmiştir. Düzenlemeye göre tüketim miktarına uygun olarak bir kademe belirlenmesi gerekmektedir. Örneğin, Türkiye’de dört kişilik bir ailenin aylık asgari elektrik tüketimi 230 kilovatsaat olarak kabul edilmektedir. Buna istinaden kalabalık ailelerin kullanımı dikkate alınarak belirlemelerin yapılması gerekmektedir. Dolayısıyla kademeli tarifenin ilk kademesinde 230 kilovat/saatin altında bir sınır konulması yüksek oranda zam anlamına gelmektedir. Kurul kararların verilen tablolar uyarınca hesaplama yapıldığında da görülecektir ki az kullanım sonucu az çok kullanım sonucu çok şeklinde bir kademelendirme söz konusu olmadığı gibi düzenlemenin tasarrufa teşvik amacı da yoktur. Hanedeki kişilerin gelir durumu, meskenin gayrimenkul rayiç değeri gibi unsurlar dikkate alınmaması, günlük 5 Kw’lık ayrımın çok düşük olup temel ihtiyaç kalemlerinin harcadığı elektriğin çok altında olması gibi nedenlerle Kurul kararlarının Anayasa’da yer alan sosyal devlet anlayışından uzak olması dikkate alınarak iptali gerekir. Sonuç olarak EPDK’nın 31/12/2021 tarihli açıklamasında; ‘olağanüstü maliyet artışları, enerji ve piyasaların sürdürülebilirliği, maliyet bazlı fiyatlandırmanın ve öngörülebilirliğin sağlanması… gibi nedenler öne sürülmüşse de en temel haklardan olan enerjinin ucuz, adil ve imkanına göre ulaştırılması hususu göz ardı edilmiştir. Enerjinin insani yaşam koşulları dikkate alındığında makul ve ödenebilir olması insan haklarının da gereğidir.” dedi.